Depremler, doğal afetler sıralamasında en üstte yer alan felaketlerden biri olarak tanımlanır. Depremlerin bu sıralamanın en üstte olmasının başlıca sebepleri arasında en sık yaşanan doğal afetlerden biri olması ve insanları hem maddi hem de manevi açıdan oldukça derin bir şekilde etkilemesi sonuçları sayılabilir. Özellikle deprem esnasında ve deprem sonrasında yaşanan olumsuz olaylar, depremi yaşayan ve tanık olan herkesi derinden etkiler. Bu kadar fazla olumsuz noktası bulunan depreme karşı alınabilecek en doğru aksiyon ise her daim depreme hazırlıklı olmaktır. Depreme hazırlıklı olmak için ise düzenli olarak deprem tatbikatları yapılması ve en önemlisi depreme dayanıklı ev inşa etmeye özen gösterilmesi gerekir. Çünkü günümüzde artık depremin değil, tedbirsizliğin ölümcül olduğu anlaşılmıştır.
Depremler Binaları Nasıl Etkiler?
Deprem felaketi, özellikle ülkemiz başta olmak üzere dünyanın birçok yerinde yaşanan felaketler arasında yerini alır. Yeraltının en derin noktalarında bulunan ve kıtaların üzerinde bulunduğu levhaların hareketleri sonucunda fay hatlarının kırılması ile meydana gelen depremlerin oluşumunu engellemek mümkün değildir. Deprem ile ilgili olarak insanların edinebildiği bilgiler de kısıtlı sayılabilecek derecededir. Fakat yıllar boyu süregelen deprem felaketi esnasında edinilen tecrübeler ve gözlemlenen durumlar sayesinde insanlar, deprem ile nasıl başa çıkabileceğini öğrenmiş durumdadır. Özellikle deprem ile başa çıkabilme konusunda depreme dayanıklı ev hakkında ve depremin binaları nasıl etkilediği ile ilgili sorular sık sık sorulur.
Depremlerin binaları nasıl etkilediğini açıklamadan önce, bir binanın nasıl yıllarca ayakta kaldığını ve binaların dayanak noktalarının hangileri olduğunu açıklamakta fayda vardır. Binalar, birçok profesyonel ve birçok farklı alanın uzmanı tarafından tasarlanan yapılardır. Özellikle uzun bir geçmişten itibaren insanlar binaların yapımı ile ilgili birçok farklı tecrübe ve bilgi edinmişlerdir. Günümüzde ise bu tecrübe ve birikim ile birlikte yapılan yapılar, geçmişe göre oldukça dayanıklı ve kullanışlı hale getirilmiştir.
Bir binayı ayakta tutan noktalar arasında ilk olarak kolonlar gelir. Kolonlar, binaların ayakta durmasını ve deprem gibi olası güç transferleri esnasında dayanıklı kalmasını sağlar. Bu nedenle bir binanın depreme dayanıklı olup olmadığını kolonlara bakarak anlamak mümkündür. Kolonlardan sonra karışık olarak zemin, duvarlar ve kirişler göz önünde bulundurulur. Tüm bu bileşenlerin doğru bir biçimde bir araya getirilmesi depreme dayanıklı bina inşası için oldukça önemlidir.
Yukarıda bahsedilen bileşenler, bir binayı oluşturan temel bileşenlerdir. Deprem esnasında iki farklı şekilde bu bileşenlerden oluşan binalara kuvvet uygulanır. Bunlardan ilki dikey kuvvettir. Dikey kuvvetler, gerek binanın ağırlığı gerek ise yerçekimi kuvveti göz önüne alındığında binaları çok fazla etkilemez. Fakat yatay kuvvet ise depremler esnasında binalara asıl yıkıcı darbeyi vuran kuvvet olarak tanımlanır. Binaları oluşturan kolon, kiriş, zemin ve duvar gibi bileşenler, yatay kuvvete maruz kaldığı esnada titreşir. Binada, titreşim sonucu oluşan üst ve alt kısımlar arasındaki hareket farkı sonucunda ise yapının çökmesi gerçekleşir. Bu nedenle doğru ve planlı bir biçimde yapılmayan binaların yeterli güce sahip depremler esnasında yıkılması kaçınılmaz olur.
Depreme Dayanıklı Bina Nasıl Olmalıdır?
Yukarıda da bahsedildiği gibi depreme en dayanıklı evler inşa edebilmek için, depremin asıl yıkıcı etkisi olan yatay kuvvete karşı direnç gösterebilecek tasarımlar yapılması gerekir. Bu nedenle depreme dayanıklı ev yaparken öncelikli olarak deprem etkilerini detaylı bir biçimde öğrenmek gerekir.
Özellikle depremlerin yoğun olarak gerçekleştiği ülkeden birçok farklı insan, depreme dayanıklı ev nasıl yapılır sorusunun cevabını merak eder. Depreme dayanıklı bina yapabilmek için birçok farklı kriterin bir araya getirilmesi gerekir. Bu kriterlerin başında ise malzeme kalitesi gelir. Bir binanın inşa aşamasında birçok farklı iş için çeşitli malzemeler kullanılır. Bu malzemelerin kalitesi ise dayanıklılık anlamında binaya destek sağlar.
Malzeme konusunun yanında ise depreme dayanıklı ev projesi için gereken, şimdiye kadar gerçekleşmiş felaketler karşısında yapılan gözlemler sonucunda ortaya çıkmış stratejileri örnek almaktır. Bu stratejiler arasında çelik kullanımı oldukça yaygındır. Beton bir bina depreme karşı dayanıklı gözükse bile, depremin yarattığı kuvvetlere karşı daha da çok gerilme potansiyeline sahiptir. Çünkü beton, esneme payına sahip olmayan bir karışımdır. Bu nedenle birçok uzman, depremin yıkıcı kuvvetine karşı direnç gösteren noktalarda bolca çelik kullanımını tavsiye eder. Çelik, oldukça dayanıklı olmasına karşın aynı zamanda esneme payına da sahip olan malzemeler arasında yer alır.
Depreme dayanıklı bir binanın sahip olması gereken özelliklerden bir diğeri de elbette ki konumudur. Binanın bulunduğu konumun fay hattı üzerinden veya yakınından geçmemesi oldukça önemlidir. Çünkü depremler, önceden büyüklüğü ve şiddeti tam olarak tahmin edilemeyen felaketler arasında yer alır. Binanın konumu açısından dikkat edilmesi gereken bir diğer kriter ise temelin sağlamlığıdır. Özellikle deniz seviyesine yaklaştıkça binanın inşa edileceği temel daha yumuşak bir hale gelir ve bu da, daha ilk aşamadan binanın depreme karşı dayanıklılığını önemli derecede etkiler.
Tüm bu kriterler sonucunda depreme en dayanıklı evler hangileridir sorusunun cevabı ise oldukça basittir. Doğru planlama ve doğru proje yönetimi ile inşa edilmiş her ev, depreme dayanıklı ev olarak tanımlanabilir.
Ek olarak, depreme karşı dayanıklı yapılar arasında prefabrik evler de örnek gösterilebilir. Yapımlarında kullanılan çelik ve pvc karışımlı malzemeler sayesinde prefabrik evler hem esnek hem de hafiftir. Bu nedenle prefabrik ev depreme dayanıklı mı sorusunun cevabı da olumlu olarak değerlendirilebilir.
Depreme Dayanıklı Malzemeler
Depreme dayanıklı malzemelerden bahsedildiğinde tüm dünyada aklı ilk olarak beton ve çelik malzemeleri gelir. Bilindiği gibi beton, direnci oldukça yüksek olan bir bileşendir. Dünya çapında da en çok kullanılan malzemelerin ilk sıralarında yer alır. Çelik ise yine sağlam bir yapıya sahip olmakla birlikte esneme payı ile dayanıklılığını artırmaktadır. Depreme dayanıklı bina söz konusu olduğunda bu iki ana malzemenin yer almadığı projeler, tam anlamıyla istenen dayanıklılığa sahip olmayacaktır.
Ülkemizde ise hem beton hem de çeliğin bir arada kullanıldığı, betonarme olarak adlandırılan yapılar oldukça yaygındır. Betonarme yapılar temel olarak, basınç dayanımında yüksek fakat çekme kuvveti karşısında düşük dayanıklılığı bulunan betonların birtakım noktalarına çelik yerleştirme ve bu sayede dayanıklılığı artırma mantığını esas alır. Yerleştirilen bu çelikler ise “donatı” olarak adlandırılır. Beton ve çeliğin birbirine sıkı bir biçimde bağlanabilmesi için ise doğru yolu izlemek oldukça önemlidir. Yanlış yapılan uygulamalar sonucunda betonarme yapılar herhangi bir ek dirence sahip olmaz.
Depreme dayanıklı ev inşa etmek, sadece yapının statiğine yönelik çalışmalar yapmak değil, aynı zamanda mekanik ve elektrik tesisatına yönelik çalışmaları da gerektiren geniş bir yelpazeye sahiptir. Mekanik ve elektrik tesisatına yönelik konularda ise sismik koruma büyük bir önem arz eder. Tesisatlar içerisinde sismik koruma, ekipmanların, boruların, kanalların ve benzeri yapısal olmayan sistemlerin deprem esnasında yapı içerisinde belirli bir miktardan fazla yer değiştirmemesini amaçlar. Böylece tesisat bileşenlerinin gerek kendi yapısına, gerek ise diğer sistemlere zarar vermesi önlenir.
Zemine oturan ekipmanların deprem sırasında daha az sallanmasını sağlamak amacıyla yaylı izolatörler tercih edilmektedir. Bu izolatörler sayesinde ekipman depremin neden olduğu sallantıyı çok daha az yaşarlar.
Bu sistem, deprem esnasında oluşabilecek yatay kuvvetlere karşı yapıya esneklik sağlamayı ve direnci yükseltmeyi amaçlar.
Depreme karşı dayanıklı yapılar oluşturmak için sismik sınırlayıcılar da oldukça önemli bir yere sahiptir. Ekipman hareketini minimum seviyeye indirmek için tasarlanan bu sistemler, titreşim izolasyonlu ekipmanın tabanına ve bina yapısına doğru bir şekilde bağlandığında deprem esnasında oluşan yatay ve dikey kuvvetlere karşı direnci yükseltir.
Güncel Blog Yazılarımız